22 Temmuz 2012 Pazar

Biz nezaman bukadar görgüsüz olduk?


Görgüsüzlük sınır tanımıyor ya bakın benimde altından klozetim var :S

Malum artık hemen herkesin bir facebook adresi,twitter hesabı var.Doğmamış bebeklerin,yaşına girmiş çocukların,sahiplenilmiş kedinin köpeğin timsahın yılanın kısacası olmayan yok.

Buraya kadar tamam hoş güzel herşey yolunda,bundan sanane ki kızım diyebilirsiniz.Bu sabah facebook hesabıma giriş yaptığımda gördüklerim karşısında şoka uğradığımdan yazıyorum sanırım şuanda.

Herkes birbiriyle yarış halinde,gittikleri mekanları etiketlemeler,yeni aldığı yatagını çekmeler,kıyafet ayakkabı kombinlerini,hatta biri öylesine abartmış ki durumu, çok ünlü bir markanın dünya para olan ayakkabı etiketini ve satın almış olduğu fişi fotoğraflayıp koymuş..

Yuhh mu desem,görgüsüz seni mi desem,ne deseme kesmiycek beni anladım.

eskiden böyle miydi,gelenlerin önüne yığınla oluşturduğumuz albümleri koyardık çevirip çevirip bakarlardı-bakardık..Şimdi ise hal hatır sormaya bile luzum yok twitter,facebook hesabından akrabaların,eşin dostun,komşunun,düşmanın,ninenin dedenin halini hatrını öğrene bilirsin anlık durum iletilerinden.

Özledin mi yüz yüze görüşmeye de gerek yok,yine aç sosyal paylaşım sitesi hesaplarından birini gör boy boy resimlerini.Bazı değerlerimizi zaman geçtikçe iyiden iyiye kaybettiğimizi düşünüyorum.

Hımm bir de oldukça görgüsüz olduğumuzu..Sahi biz millet olarak nezaman bukadar görgüsüz Olduk?.

Çünkü hayat zor,yaralar da zor...



Küçüktük..Çocuktuk..Hayat kolay biz hayattık. Güneş doğar,batar;gün biterdi bu kadar kolaydı.. Oyun diye başlar sokağa taşar, güler geçer koşup kaçardık.. Sabahın dokuzuydu buluşma saatlerimiz ta ki güneş batıp akşam olana kadar..Ya kovalamaca oynar bazen de bi ağacı kuşatırdık.. Sokaklar biz,biz sokaklar demektik. Aynıydı aslında her geçen günümüz,her gün bir bahçeden kovulurduk.. Rutindik ama farkedemezdik.. Mutluyduk…Küçüktük ama kolaydık. Ne derdimiz vardı ne de tasamız..Daha hayata savrulmamıştık. Belki hergün birimizde bir yara..Düşerdik çarpardık;uff yapardık çoğu zaman.. Acırdı,kanardı..Bir damla yaş da gözümüzden düşerdi ama annelerimiz üflerdi geçerdi…O kadar basitti yaralar acılar.. Bir damla gözyaşı kadar hafif ve kısacık… Annelerimizin üflemesiyle geçer hiçbir acı bırakmazdı geriye.. Zaman geçti..Biz büyüdük..Şimdi o sokaklar bomboş..Yaralar büyük,derin.. Şimdilerde öyle değil.. Bir yarayı değil kapatmak unutabilmek için kaç tane küçük gözyaşı döküyoruz?… Kaç kere kanatıyoruz?.. Kaç kere üflüyoruz?… Çünkü hayat zor, biz zoruz..Yaralar da zor.