12 Kasım 2012 Pazartesi

Beni kaybediyorsun damla damla..

Konuşamıyoruz diyorum,yüzüme bakıyor...farkındayım ki beni yine anlamıyor.Ne oldu diyorum bize ne oldu,aldığım cevap yine sessizlik oluyor.

Böyle gidersek diyorum..Yüzüme bakıyor.bir kelam etmekten yine kaçınıyor,sahi ne yapmaya çalışıyor.

İçim daralıyor,öfkem büyüyor,kendimle konuşmalarım başlıyor aklımda milyonlarca sorular,cevapları da yine kendim veriyorum..Olasılıkları hesap ediyorum,olabilecekleri...

Yok bu sessizlik beni bitiriyor,içimde kalan son cümleleri kuruyorum kendime,

peki şimdi ben de susuyorum,

damla damla kaybediyoru(z)m farkındayım ama izlemek düşüyor payıma...

Tüm çabam boşa...

22 Temmuz 2012 Pazar

Biz nezaman bukadar görgüsüz olduk?


Görgüsüzlük sınır tanımıyor ya bakın benimde altından klozetim var :S

Malum artık hemen herkesin bir facebook adresi,twitter hesabı var.Doğmamış bebeklerin,yaşına girmiş çocukların,sahiplenilmiş kedinin köpeğin timsahın yılanın kısacası olmayan yok.

Buraya kadar tamam hoş güzel herşey yolunda,bundan sanane ki kızım diyebilirsiniz.Bu sabah facebook hesabıma giriş yaptığımda gördüklerim karşısında şoka uğradığımdan yazıyorum sanırım şuanda.

Herkes birbiriyle yarış halinde,gittikleri mekanları etiketlemeler,yeni aldığı yatagını çekmeler,kıyafet ayakkabı kombinlerini,hatta biri öylesine abartmış ki durumu, çok ünlü bir markanın dünya para olan ayakkabı etiketini ve satın almış olduğu fişi fotoğraflayıp koymuş..

Yuhh mu desem,görgüsüz seni mi desem,ne deseme kesmiycek beni anladım.

eskiden böyle miydi,gelenlerin önüne yığınla oluşturduğumuz albümleri koyardık çevirip çevirip bakarlardı-bakardık..Şimdi ise hal hatır sormaya bile luzum yok twitter,facebook hesabından akrabaların,eşin dostun,komşunun,düşmanın,ninenin dedenin halini hatrını öğrene bilirsin anlık durum iletilerinden.

Özledin mi yüz yüze görüşmeye de gerek yok,yine aç sosyal paylaşım sitesi hesaplarından birini gör boy boy resimlerini.Bazı değerlerimizi zaman geçtikçe iyiden iyiye kaybettiğimizi düşünüyorum.

Hımm bir de oldukça görgüsüz olduğumuzu..Sahi biz millet olarak nezaman bukadar görgüsüz Olduk?.

Çünkü hayat zor,yaralar da zor...



Küçüktük..Çocuktuk..Hayat kolay biz hayattık. Güneş doğar,batar;gün biterdi bu kadar kolaydı.. Oyun diye başlar sokağa taşar, güler geçer koşup kaçardık.. Sabahın dokuzuydu buluşma saatlerimiz ta ki güneş batıp akşam olana kadar..Ya kovalamaca oynar bazen de bi ağacı kuşatırdık.. Sokaklar biz,biz sokaklar demektik. Aynıydı aslında her geçen günümüz,her gün bir bahçeden kovulurduk.. Rutindik ama farkedemezdik.. Mutluyduk…Küçüktük ama kolaydık. Ne derdimiz vardı ne de tasamız..Daha hayata savrulmamıştık. Belki hergün birimizde bir yara..Düşerdik çarpardık;uff yapardık çoğu zaman.. Acırdı,kanardı..Bir damla yaş da gözümüzden düşerdi ama annelerimiz üflerdi geçerdi…O kadar basitti yaralar acılar.. Bir damla gözyaşı kadar hafif ve kısacık… Annelerimizin üflemesiyle geçer hiçbir acı bırakmazdı geriye.. Zaman geçti..Biz büyüdük..Şimdi o sokaklar bomboş..Yaralar büyük,derin.. Şimdilerde öyle değil.. Bir yarayı değil kapatmak unutabilmek için kaç tane küçük gözyaşı döküyoruz?… Kaç kere kanatıyoruz?.. Kaç kere üflüyoruz?… Çünkü hayat zor, biz zoruz..Yaralar da zor.

17 Haziran 2012 Pazar

18 Yıllık Baba özlemimin günüymüş..


                                            


Heyecan ve telaşla herkes hediyelerini seçmiş özenle paketlemiş belki üzerine küçük bir not baba seni çok seviyorum diye...Bugün herkes doğumuna vesile olan hayat boyu yanında olucak kahramanlarının yanında olucak,kimi kabir ziyaretlerine koşucak ben geldimm babam diyecek,kimi ellerini öpme şansına sahip günaydın babacığım günün kutlu olsun diyecek.Kimi de benim gibi her yıl olduğu gibi güne hüzünlenerek uyanacak,hayel kuracak babam olsaydı ne alırdım diye düşünür,elini öpüşü kokusunu içine çekişini hayal edip kısa da olsa o mutluluğu yaşar..
6 yaşımda ayrılmışız,18 yıl oldu her yıl aynı hüzün sarar beni.Sevmiyorum bugünü,içten içe kıskanıyorum çünkü parklarda evlerde baba-kız görmeye dayanamıyorum.İçim acıyor,ben babamın ellerinden tutup parka gidemedim,nazlanamadım mesela hiç,baba eve gelirken bana şeker al diyemedim.Birlikte uyuyamadık hiç mesela,saçlarımı okşatamadım,annem yaramazlık yaptığım da''akşam baban gelsin seni ona söyleyeceğim''diyemedi...

24 yaşındayım,her geçen gün daha çok koyuyor yokluğu,neden biz neden ben...
Yok yok cidden yerine kimseyi koyamıyorsun,onun gibi olmuyor işte.Hayat boyu içinde kalacak duygular yaşayamadıkların özlemlerin seninle gelicek çoğalıcak üstelik azalmıycak hiç.

Ahh be Babam;sende benim gibi özlüyor musun acaba,yok hayır özlesen kızımmm derdin arardın dimi.
Bize ne oldu böyle baba,sen nezaman böyle katı oldun.
3 günlük dünya değil mi babamm,bu özlemlere değer mi bu hasretliğe değer mi bu kırgınlığa.

Neyse neyse;

18 yıllık baba özlemimin günüymüş kutlu olsun.!