17 Haziran 2012 Pazar

18 Yıllık Baba özlemimin günüymüş..


                                            


Heyecan ve telaşla herkes hediyelerini seçmiş özenle paketlemiş belki üzerine küçük bir not baba seni çok seviyorum diye...Bugün herkes doğumuna vesile olan hayat boyu yanında olucak kahramanlarının yanında olucak,kimi kabir ziyaretlerine koşucak ben geldimm babam diyecek,kimi ellerini öpme şansına sahip günaydın babacığım günün kutlu olsun diyecek.Kimi de benim gibi her yıl olduğu gibi güne hüzünlenerek uyanacak,hayel kuracak babam olsaydı ne alırdım diye düşünür,elini öpüşü kokusunu içine çekişini hayal edip kısa da olsa o mutluluğu yaşar..
6 yaşımda ayrılmışız,18 yıl oldu her yıl aynı hüzün sarar beni.Sevmiyorum bugünü,içten içe kıskanıyorum çünkü parklarda evlerde baba-kız görmeye dayanamıyorum.İçim acıyor,ben babamın ellerinden tutup parka gidemedim,nazlanamadım mesela hiç,baba eve gelirken bana şeker al diyemedim.Birlikte uyuyamadık hiç mesela,saçlarımı okşatamadım,annem yaramazlık yaptığım da''akşam baban gelsin seni ona söyleyeceğim''diyemedi...

24 yaşındayım,her geçen gün daha çok koyuyor yokluğu,neden biz neden ben...
Yok yok cidden yerine kimseyi koyamıyorsun,onun gibi olmuyor işte.Hayat boyu içinde kalacak duygular yaşayamadıkların özlemlerin seninle gelicek çoğalıcak üstelik azalmıycak hiç.

Ahh be Babam;sende benim gibi özlüyor musun acaba,yok hayır özlesen kızımmm derdin arardın dimi.
Bize ne oldu böyle baba,sen nezaman böyle katı oldun.
3 günlük dünya değil mi babamm,bu özlemlere değer mi bu hasretliğe değer mi bu kırgınlığa.

Neyse neyse;

18 yıllık baba özlemimin günüymüş kutlu olsun.!

7 Haziran 2012 Perşembe

Anne Olamamak :(

anne olmak isteyen bir kadın için, anne olamamak demek; baktığın her bebekte yüreğinin kalması demek…

Geceleri uyanıp sabaha kadar senden sonra evlenip, senden önce çocuk sahibi olanları saymak demek…

Hiç sebep yokken iki de bir ‘belki hamileyimdir’ deyip gidip test yaptırmak demek…

Her test için gittiğinde seni gören
sağlık personelinin sana acıyarak bakması demek…

Gördüğün
hamile kadınlara gözlerinin takılıp kalması, nazarının değeceğinden korkup bir sürü dua etmek demek…

Çocuk tedavisi görürken ‘ben kısır mıyım, neden ben burada tedavi görüyorum’ diye gözyaşı dökmek demek…

Aşılanıp aşılanıp düş kırıklığına düşmek demek…

Etrafındaki yakınlarının, komşularının, büyüklerinin durmadan ‘çocuk yok mu?’ diye sorup, yaranı kanatması demek…

Türbelere gidip “Rabbim burada yatanın yüzü suyu hürmetine hayırlı, sağlıklı bir evlat nasip et” diye gözyaşlarıyla dua etmek demek…

Yastığı karnına koyup gizli gizli aynada kendini seyretmek demek…

Aynada kendini seyrederken yakalandığın eşine karşı mahcup olup, saatlerce ağlamak demek…

Doğmamış çocuğun için her gün mektuplar yazmak, ‘hadi gel artık tükeniyorum’ diye yalvarmak demek…
anne olmak isteyip de anne olamamak demek; kendini yarım kalmış, eksik bırakılmış, unutulmuş hissetmek demek…


Yıllarca bekleyip
anne olabilmek demekse; gülümseyerek ölmek ve yavrunla yeniden doğabilmek demek…

Çocuk sahibi olmak isteyip de olamayan herkese, ne olur umut etmekten vazgeçmeyin demek istiyorum ve herkese sevgilerimi gönderiyorum…
Rabbim bizim de yüzümüzü güldürecek...
alıntıdır..